12 Aralık 2011 Pazartesi

Konuşmalar, gelişmeler

Çocuklarla aramızda geçen dialoglardan bazıları:

Anne: Doğacığım bak bu elips. Elipsten çiçek yapıyorum şimdi.
Doğa: Epis :)
Anne: Neymiş neymiş?
Doğa: Epis :)
Anne güler güler güler :):):)

Anne: Devrim kim?
Deniz: Baaa (baba)
Anne: Nerede Devrim?
Deniz: Muu (bi yandan mutfağı gösterir)
Anne şokta :) ne ara duyup öğrenmiş Devrim'i anlamıyorum..Bu olayın sonrasında kendi ismimi de öğrettim. Annenin adı Özgül babanın adı Devrim. Oğlumun adı Deniz kızımın adı Doğa.

Anne: Ayşe ve Ali'yi ve onların evini göstererek bu oyuncak kimin?
Doğa: Kendini gösterir
Deniz: Doğa'yı gösterir
Anne: Bu Doğa'nın ve Deniz'in oyuncağı
Anne: Köpeği göstererek bu oyuncak kimin?
Doğa: Kendini gösterir
Deniz: Doğa'yı gösterir
Anne: Bu Doğa'nın ve Deniz'in oyuncağı
Anne: Tırı göstererek bu oyuncak kimin?
Doğa: Deniz'i gösterir
Deniz: Kendini gösterir
Anne: Bu Doğa'nın ve Deniz'in oyuncağı
Ben ne kadar ikinizin de desem bi fark ettim ki kendi aralarında sahiplenmişler oyuncakları. Bu sahiplenme şu şekilde oluyor. Diğerini itekleyip de en çok oyuncakla oynayan o oyuncağın sahibi oluyor. Tabii bunda farklı şeylere ilgi duymalarının da etkisi var. Ama beni şaşırttılar doğrusu. Ben farkında olmadan kendileri ayırmışlar oyuncakları.

Anne: Maviyi gösteriri, bu ne renk oğlum.
Deniz: Maaaa
Anne: Moru gösterir bu ne renk oğlum
Deniz: Mooo
Anne: Pembeyi gösterir bu ne renk oğlum
Deniz: Peee
Anne: Kırmızıyı gösterir bu ne renk oğlum
Deniz: Kiii
Anne: Yeşili gösterir bu ne renk oğlum
Deniz: şu an buraya yazamayacağım ama yeşile benzeyen bi ses çıkarır
Anne: Sarıyı gösterir bu ne renk oğlum
Deniz: bi türlü S sesini çıkaramadğından cevap veremez :) ama sarı düdütü göster dersem gösterebilir. Tek derdi S yi çıkaramamak, yoksa sarıyı bilir :)

Anne, baba, Doğa ve Deniz elele tutuşur kutu kutu pense oynar :) bir döner, iki dönerler snra eller bırakılır anne kutu kutu penseyi söylerken Deniz ve Doğa kendi etraflarında dönmeye başlar :) Kendi etraflarında dönmeyi de kendileri keşfetmiş. Bi fark ettik ki dönüyorlar :)

Ve anneye yardımlar..
Anne: Oğlum bana biraz yardım edebilir misin? Gel şu oyuncak sepetini beraber taşıyalım.
Deniz: Koşarak sepetin ucundan tutar, bi güzel odaya taşır annesiyle. Sonra (en bayıldığım kısım bu:)) yorulma sesi çıkarırı. huuuuh şeklinde. Aman ne de çok yormuşum oğlumu :)

Anne: Bana yardım edebilir misiniz, şu çorapları çekmeceye atalım. Deniz koşar toplar toplar, çekmeceye atar atar. Doğa hiiç üstüne alınmaz. e hadi kızım şu çorabı da sen getir derim, bi tane çorap lütfedip getirir :)

Anne: Bana yardım edebilir misiniz, şu oyuncakları sepete koyalım. Hadi kim kırmızı arabayı getirir? Deniz koşar, arabayı alır sepete atar. Doğa hiiiç oralı olmaz :) Deniz bütün oyuncakları toplaaar toplaar, sepete atar. Doğacım şu palyaçoyu da sen getirir misin? Doğacığım lütfeder gidip palyaçoyu getirir :)

Anne: Bana yardım edebilirmisiniz, annenin yatağını toplayalım. Deniz battaniyeyi verir misin? Doğa yastığı odaya götürür müsün? Deniz battaniyeyi alır anneye verir. Doğa yastığı alır odaya götürür. Bazen de itiraz etmez, duymazlıktan gelmez Doğacığım. Tamamen keyfine kalmış bi durum :) Deniz görev adamıdır, çoook yardım eder annesine :) Ama hep biraz yorulur, huuuh efekti vermeden duramaz :)

Bu yardımları isterken gene farkında olmadan iyi bişey yapmışım. Geçenlerde okuduğum bir kitapta yazıyordu çocuklara küçük işler vermek yardım istemek onları çok mutlu edermiş. İşe yaradıklarını hissederlermiş :) Aklınızda bulunsun ;)

1 yorum:

  1. Bizde de defne toplama işinde iyi her aksam oyuncakları beraber toplarız. Ama Mert de temizlikte iyi dun ellimden zorla viledayi aldı ve yerleri sildi.defne orali bile olmadı biri titiz biride düzgün olacak galiba.b

    YanıtlaSil