8 Aralık 2011 Perşembe

Çılgın bir gün :(

Çok yorucu, uğraştırıcı, stresli ve çılgın bir gün geçirdik bugün. Deniz 3 gecedir 4:00 sularında uyanıp sabaha kadar uyumuyordu. Dayanamadım ve bu gece ben bakayım dedim Şehnaz'a. 4:15te uyandı. Gittim yatağında yanındaki sandalyeye tünedim. 4:33e kadar başında bekledim. Yat oğlum, uyu oğlum, ben yanındayım oğlum, bak herkes uyuyo oğlum falan oğlum filan oğlum. Her zaman uyuyan çocuk uyumadı. Yere aldım, ayakta salladım. Sırtüstü koydum, sağa çevirdim sola çevirdim, baktım hep etrafı seyrediyor. Yüzüstü yatırıp salladım. Biraz mayıştı. Tabii bu mayışmaya gelene kadar bi 20 dk geçti en az. Mayıştı diye yatağına aldım. Yatağına aldıktan bir süre sonra gözleri kapanmaya başladı. Ve uyuması 5:22yi buldu. Gözüm hep saatte anladığınız gibi. üya uyuyorum sandalyede. 5:30da artık daldı herhalde dedim. yatağıma gittim. 5:37de yani uyuduktan 15 dk sonra ağlamaya başladı gene. Gittim yanına, Şehnaz da geldi. Şehnaz'ı görüne çığlık çığlığa ağladı gene. Naz naz naz. Sen çık seni görmesin dedim. Aldım yataktan, pencereden baktırdım, bak oğlum gece hala, herkes uyuyo, baba uyuyo, Şehnaz uyuyo, Doğa uyuyo. Sakinledi ama yatağa girmek istemedi. Salona çıkardım. Bak kimse yok yedim, herkes yatağına yattı, hadi sen de yatağına yat. İkna oldu nihayet. Gittik yatağına. Ben yanındayım dedim, uyuyunca ben de yatağıma gidicem dedim. Bunu derdemez ayağa kalktı, kollarını uzattı. Beni al demek oluyor bu. Aldım. Hadi o zaman annenin yatağında yatalım beraber dedim. Aldım götürdüm ve 6:00 civarında uyuyakaldı. 8:10 civarında da beraber uyandık. Tabii bu anlattıklarım günün kalanına göre güzel kısmı.

Uyandıktan öğlene kadar keyfi iyiydi. Benle yatınca keyifle kalkıyor genelde. Öğleden sonrasından akşama kadar ağla ağla ağla, niye ağladığını anlayamadım bir türlü. Ara ara ağlıyor ara ara oynuyoruz. Gene susuyor gene ağlıyor. Bir garipti. Köpek dişini çıkarmaya çalışıyor, ondan mı dedim, ama bugün çok ağladı. Öğlen uykusunu 3 kere denedik. Uyumadı. Uyumak istemiyor, o zaman da ağlıyor diye bugün uyutmayalım dedim. Bu sefer uykusuzluğun getirdiği huysuzluk eklendi olaya. Bir de hiçbir şey yiyemedi bugün, hep bi kusma isteği dişinden dolayı. Öğlen yemek yemedi, muhallebi verdik. Rendelenmiş meyveyi yemedi, kavanoz meyvesi verdim. Birazcık kek yedi. Onu da bebek kek diye diye yedirdim. Akşam da yemek yemedi. Sadece yoğurt ve tarhana çorbası. Sanırım açlığın getirdiği huysuzluk da eklendi. Bütün gün ağla sus ağla sus şeklinde geçti. Ne yapacağımı bilemedim. Oyunla sakinliyor ama bi süre sonra gene ağlıyor. Ne istiyosan göster oğlum diyorum. Bi yerin mi acıyo diyorum. Dişin acıyo mu diyorum. Bunlara göstererek cevap verebiliyor normalde. Üstelik Calpol de verdim ağrısı mı var acaba diye. (normalde diş ağrısında da çok kullanmıyorum, daha hafif olan jeli kullanıyorum sadece). Gene geçmedi ağlamalar. En son akşam banyo yaptırdım. Sonra yatırdık. Gene yatmak istemiyor. Napıcaz napıcaz derken aklıma şu geldi: acaba battaniyesini mi istiyor ondan mı uyuyamıyor. Yumuşacık bi battaniyesi var (iki tane var o battaniyeden biri Doğa'nın biri Deniz'in). Deniz onu okşaya okşaya uyur. Önceden köpeğini okşaya okşaya uyurdu. Bu aralar favorisi o batttaniye. Biz de öğlen o iki battaniyeyi yıkamıştık. Şehnaz kaloriferin üstüne atmış. Akşam kurumuş getireyim dedi. Getirdi. Aldı battaniyeyi sustu ve uyudu. Ve ben kendime ne kadar kızdım anlatamam :(:(:(:( Öğlen de belki battaniye yok diye uyumadı. uyuyamayınca huzursuzluğu arttı, üstüne yemek de yiyemeyince hepten arttı ve patladı patladı durdu çocuk bütün gün.

Tabii gene de yüzde yüz emin değilim sebepler bunlar mıydı. Ama normalde huzursuz bi çocuk değil. Neticede bütün günümü Deniz'i çözmeye çalışarak ve kafayı yiyerek geçirdim :( Yoruldum. Sabrımın taştığı anlar oldu. En çok buna kızıyorum bir de. Çocuk zaten dertli ve derdini anlatamıyor bir de ben üstüne gidiyorum. Siz siz olun, çocuğunuzun bağlandığı bir nesneyi yıkayacakken yüz kere düşünün. Bundan sonra ben de ikisini bir atmıycam yıkamaya. Ya da belki bi tane daha yedek alıcam.

Şimdi otur ağla Özgül :(:(:(:( Sabrının taştığı anları düşün, bin kere pişman ol, bi daha da yapma........

Not: Dün yazdığım yazıyı bi daha okuyunca, gören de çocuğu hırpaladım sanır dedim. Düzeltme yapayım, pişman olduğum şey oğluşuma sesimi yükseltmem :( "ne istiyosun oğluuum?" ve "niye ağlıyosun oğluuum?" şeklindeki 2-3 ses yükseltmesi. Yaptığımın ne kadar saçma olduğu zaten ortada :( çocuk kendini ifade edebilse zaten ağlamaz söyler ve çaresine bakarız. Ama çok çaresizler şu anda :( bi konuşmaya başlasalar belki daha kolay olacak bazı şeyleri çözmek...

3 yorum:

  1. canım benim hiç öyle düşünme...bizde insanız zaman zaman sabrımızın tükendiği anlar olacaktır.anne olmak zaten hep vicdan azabı çekmek değil midir.?bende en çok uykuda kızıyorum çocuklara biliyorsun uykuya geçişimiz çok zor canım.Allah yardımcımız olsun...

    YanıtlaSil
  2. Biz de insanız evet. Aklımız var, vicdanımız da var ama bazen anlık sabrımız tükeniyor :( Aslında çok sabırlıyım, kimseye olmadığım kadar sabırlıyım çocuklara karşı. Ama gene de patlama noktaları oldu dün. Yanlış bişey yapmaktan korkuyorum hep..

    YanıtlaSil
  3. anlattigin o kadar tanidik geldi ki. kaan eylul ayinda cok benzer bi donem gecirdi. uyumuyor, cigliklar atarak uyaniyor, beni istiyor.. ama bizimki disti, 4 azi disi ayni anda geldi. battaniye rahatlatmistir onu ama bence tek sebep o olamaz. kimbilir neydi. kaanin da beraber uyudugu boyunca bi esegi var aylar evvel gidip yedegini almistim iyi ki de almisim diyorum ben de :) ses yukselmesi, sabrin tasmasi bizde de oluyor ozellikle uykusuz gecelerin, mizildak gunlerin ardindan. o tarifledigin vicdan azabini o kadar iyi anliyorum ki. ama kendini de hirpalama. ben hep soyle diyorum kendime, annesinin de insan oldugunu, hata yapabildigini, hislerinin oldugunu gorsun oglum. mukemmel anne-baba imajiyla buyuyup sonra hep mukemmel olma cabasina girmesini istemiyorum oglumun. :( varsin annesini hatalariyla gorsun..

    YanıtlaSil