26 Temmuz 2013 Cuma

Cücüklerim 3 yaşında!

Nasıl geçti 3 sene anlamadım..desem yalan olur :) Doya doya geçti..öpe koklaya konuşa konuşa yata yuvarlana sarıla sarıla geçti..

Bakmaya doyamadıklarım, kıyamadıklarım, kaşına gözüne kirpiğine kurban olduklarım, canlarım benim, iyiki varsınız, iyiki doğdunuz..hayat sizle daha anlamlı, daha güzel..Okula başlayacaksınız bu sene..okulları dolaşıyorum şimdi..duygulanıyorum..gözlerim doluyor görüşmelerde bile..sanki bi kopuşmuş gibi hissediyorum..ya da ilk kopuş..istemiyorum hiç..hep yanımda olun istiyorum..hep öpeyim hep koklayayım..hayat işte..daha neler neler bekliyor bizi...farkındayım..annemin neden biz üniversiteye başladığında hüngür foşurt ağladığının...neden albümlerimize bakıp bakıp gözlerinin dolduğunun..daha şimdiden hiiiiiiiiiiiiiiççç istemiyorum...ama dediğim gibi...hayat işte...Çoook çok mutlu, huzurlu, sağlıklı, başarılı, şanslı bir hayatınız olur inşallah..ben hep yanınızdayım..ve siz hep kalbimdesiniz..en derininde...nice nice nice güzel senelerimiz olsun birlikte...ben size hep bakmaya doyamayayım..siz bana hep seni çok seviyoyum anne deyin...


10 Temmuz 2013 Çarşamba

Kısacık tatilimiz

Benim işler nedeniyle çok uzun tatile gidemiyoruz şimdilik..geçenlerde 3 günlük bir Antalya tatili yaptık..Klasik tatilköyü tatillerinden..yemekler ahımşahım değildi elbetteki, ama ortalamanın üzerindeydi gene de..tesis güzeldi..odamızsa ultra güzeldi..35 metrekareydi, 2 tek yatak bir de double yatak vardı ki, çok çok rahat ettik :) çocuklar tatili çok sevdiler, eve dönmek istemediler :)

Deniz ve Doğa ikisi de kolluk taktı bu sene ilk defa..ikisi de havuzda derinde tek başlarına yüzdüler..ikisi de havuza çivileme atladılar :) Deniz denizi de sevdi ve eğlendi çok..Doğa ise havuzu tercih etti gene.."çünkü deniz soğuk, o yüzden sevmedim Anne"..

Yemekler problem oldu, 3 gün bişeyler yediler ama istediğim gibi olmadı tabii ki..ne yerseler yesinler yeter ki yesinler diyerek ne istedilerse verdim..zaten bizimkiler abur cubur yemez, sadece dengesiz beslendiler biraz o kadar..genel olarak ekmek pilav makarna meyve ayran şeklindeydi..bolca ayran içtiler..bu arada valizin bir kısmını kendi yaptığım poğaçalar, brownieler ile doldurdum..ayrıca %100 meyve sularıyla da (tesistekiler çok kötüydü iyiki yanıma almışım meyve sularını)..bir de kuru kayısı ve kuru üzüm..inanır mısınız kaşar peyniri bile götürdüm 5 yıldızlı tatil köyüne :) bizimkiler kıldır birazcık yemek konusunda, sevdikleri şeyleri her yere taşırım o yüzden..bi de sade süt ve kakaolu süt de aldım..bir iki de ıvır gıvır..yani valiz full yemek gittim aslında :) iyiki de öyle yapmışım..

fotolar..

Uyuyan totoşlar..seyrederim..yumuşak yumuşak öperim uyurken..ve özlerim..uyansalar diye beklerim..




Canlarım benim...



Kırklareli'deydik

Geçenlerde Kırklareli'ye gittik bir haftasonu. Devo'nun Antep'ten halaları gelmişti. Onlarla birlikteydik. Çocuklar her zamanki gibi bahçede oynadılar, çiçek suladılar, koştular, fıskiyelerin altında ıslandık, arabalarını sürdüler derken vakit geçti gitti. Beraber salatalık topladık, daha sadece salatalıklar çıkmıştı. Aşağıdaki fotoğrafları da Deniz ile sabahleyin salatalık toplamaya gittiğimizde çekmiştim. Doğa'nın hiç fotoğrafını çekememişim maalesef..

İşte şu gördüğünüz toprakların ağası benim...der gibi olmamış mı :)?


Salatalık toplarken..

Oğlum bak bu da fasulye dediğim an Deniz'in şaşkın bakışı..elinde de kopardığı salatalık :)


Bahçedeki elma ağaçlarından biri..


Kardeşler..iki hala ve bir Hayri Dede..


6 Haziran 2013 Perşembe

Yazmadan edemiycem :)

Deniz dün akşam uyuturken kopardı beni gene :)

Anne: İyi uykular Doğacım
Doğa: İyi uykular Annecim
Anne: İyi uykular Denizcim
Deniz: İyi uykular Anne
Anne: Canım kızım benim (sever sever sever)
Doğa: Canım Anneciiiimmm
Anne Deniz'e döner
Anne: Canım oğlum benim (sever sever sever)
Deniz: Canım Annemmm
1 sn sonra
Deniz: Canım pipim
Anne: :):):):)

Kopardı beni eşşek :):):)

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Deniz, the sayı manyağı :) Doğa, the acayip insan :)

Nazarlar değmesin çok akıllıdır benim oğluşummm :) Babamın küçükken bana yaptığı gibi ben de oğluşuma sorular soruyorum, bir elmam var bir elma daha aldım kaç elmam oldu gibisinden. Geçen gün iki topum var iki top daha aldım kaç topum oldu diye sordum, Anne arabalı sor dedi :):) hemen arabaya çevirdik soruyu :) Velhasıl Deniz, the akıllı bıdık, 1+1, 2+1, ....5+1 gibi 1 ile toplamaları, 1+2, 1+3 gibi tersten toplamaları, ve en son olarak da 2+2 yi kafadan yapabiliyor. Ben bunları 4-5 yaşında yapabiliyormuşum vakti zamanında. Deniz henüz 3 yaşında bile yok :) Umarım benden çok çok daha iyi olur ileride..

Farkındayım sayılarla arası çok iyi..harflerle de aynı şekilde..

Doğa ise başka konularda iyi..iyinin de ötesinde iyi..görsel hafızası çok iyi..el becerileri çok iyi..sanatsal faaliyetlere bayılıyor..en son 100 parçalı yapbozu yapabildi..bir acayip çocuk :) Şahsen ben onun kadar iyi yapamıyorum..nasıl becerdiğini de anlamış değilim..tam bir kitap delisi..kendince okuyor okuyor okuyor..tuvalete elinde kitapla girdiği oluyor..kitapçıya üçümüzün bir girişi var bir de çıkamayışı :) üçümüz de çılgına dönüyoruz orada :) 1 saate yakın vaktimiz geçiyor..

Ne diyim şansları bol olsun, hayatta ne istediklerini bilen çocuklar olsunlar ve istediklerini de alsınlar inşallah..Bizden kat kat daha iyi kat kat daha mutlu olsunlar..Allah nazarlardan saklasın onları..

Deniz'in güneş gözlüğü :):)

Denizcim bi gün balkona çıkmak istedi. Çok güneş var diye izin vermedim. Çok güneş var dedim, güneş beni rahatsız etmez güneş gözlüğü yaptım dedi :) İşte aşağıdaki de Deniz'in güneş gözlüğü :) Hem koptum gülmekten hem de gurur duydum accık :) 3 yaşından küçük bir çocuk için bence dahiyane bir fikir :)


Kırklareli'deydik

Aslında gideli epey oldu, bir türlü vakit bulup kayıt atamadım. İkinci şehirlerarası yolculuğumu Kırklareli'ye yaptım. Artık bundan sonra her yere gidebilirim :)

Çocuklar, ben ve Cevher gittik. Devo haftasonuna doğru geldi. 4-5 gün kadar kaldık. İlk 3 gün çok rüzgarlıydı, böyle rüzgar görmedim ben. Yolda giderken araba epey bi savruldu, o kadar şiddetliydi. Rüzgar yüzünden ilk günler bahçenin keyfini çok çıkaramadık. Son iki gün daha iyiydi, içeri girmedik :) Bahçede epey bi çalıştık :) Salatalık ve kabak ektim. Sebze bahçesi için su arkları açtık. Çiçeklerin ciplerini çapaladık. Devo   çimleri biçti, verandaların ahşaplarını cilaladı, çocuklar her Allah'ın günü çiçek suladı :) Derken epey bi iş yapmışız :) Yorulduk ama çok keyif aldık doğrusu..


Aşağıdakiler Deniz'in boyadığı taşlar..Doğa da bir sürü boyadı ve kendinden geçti her zamanki gibi boya yaparken..ve sonuç yukarıda..her yeri boya oldu :)






Devo'nun terliklere dikkat :):):)






Çook güzel günler geçirdik babaannede :) Toza toprağa güneşe doyduk valla :) Başka fırsatlar da yaratmaya çalışacağız inşallah..

22 Nisan 2013 Pazartesi

Doğa çok büyük bir adım attı :)

Anladığınız üzere Doğa da attı artık bezi :) Geçtiğimiz Cuma gününden beri külot giyiyor ve lazımlığa yapıyor tuvaletini. Arada kaçırdığı oldu ilk 2 gün. Şimdi pek kaçırmıyor ama kaçırsa da farketmez, zaten daha 4 gün oldu. Gece de bağlamıyoruz bez. İkisini de gecede bir kere kaldırıyoruz.

Allah'a şükür bu tuvalet işini güzel atlattık :) Doğa da Deniz de hiç problem çıkarmadılar. İstekliydi ikisi de. İnşallah da bir aksilik yaşamayız.

Çocukları okula vermeden önce halletmem gereken en mühim şeylerden birini hallettim neyse ki..

Tuvalet alışkanlığı için tavsiyeler;

- 3 yaşa gelmeden tuvalet eğitimini hallediniz :)
- Okula vermeden mümkünse halledin, okulda tuvalet konusunda nasıl davranacakları belli olmaz. Siz kendiniz verin eğitimi. Kimseciklere bırakmayın. Ne de olsa çocuk en çok size güveniyor.
- Sakin ve sabırlı olun. İllaki kaçıracak o çişi :) Kaçıra kaçıra öğrenecek..
- Tuvalet eğitimine başlamadan önce çocuk konuşmaya başlamış olmalı. Ve bence 2 yaşını geçmiş olmalı.
- Çok öncesinden konuşmaya başlayın. Biraz büyüyünce siz de tuvalete yaparsınız şeklinde.
- Teşvik edin: Cicili bicili külotlar alın. Tuvaletlerini kendilerine seçtirin. Oynasınlar tuvaletleriyle, alışsınlar. Gözlerinin önünde dursun.
- Bezden soğutma çalışmaları yapın :) Külotları övün de övün :) Ah ne güzel külotların var keşke benim de olsa deyin. Bez pişiriyo, hiç rahat değil deyin. Yani işleyin...
- Anne ve baba da tuvalete yapıyo gibi sözler sarfedin. (Ben "benim tuvaletim çok sıkıcı dümdüz beyaz, sizinki ne güzel mickeyli minnieli" gibi şeyler de söyledim). Yani hep teşvik hep teşvik.
- Bekleyin, acele etmeyin, çocuk zaten hazır olduğunu belli ediyor. Hazır değilse, kabul etmiyorsa tuvalete yapmayı, biraz daha büyüyünce yaparsın deyin. Zorlama yok.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Kütüphanemiz

Etraftan o kadar çok hangi kitabı alıyosun sorusuyla karşılaşıyorum ki bir liste düzenlemek şart oldu. Doğa ve Deniz'in kitap listesi için bakınız bu sayfadaki Kütüphanemiz tabına. Veya aşağıdaki linke tıklayınız:
http://bizimcanavarlar.blogspot.com/p/kutuphanemiz.html

Doğa ve Deniz'e sadece ben kitap almıyorum, anneanne, babaanne, teyze, hala vb. bir sürü kişi kitap getiriyor. Dolayısıyla sadece benim seçtiğim kitapları okumuyoruz. Doğa ve Deniz kendileri de kitap seçiyorlar. Bunların arasında izledikleri çizgi filmlerle ilgili olanlar da var. Yani kütüphanemiz her telden çalıyor. Alınan kitaplardan zararlı gördüğüm olmadı ve fakat tercih etmeyeceklerim çıkıyor tabii ki. O yüzden listedeki her kitabı şiddetle tavsiye ediyorum demiyorum.

Tabii ki hangi kitabı okudukları çok önemli, seçici davranmak şart. Ve fakat asıl önemli olan kitabı çocuğunuza nasıl okuduğunuz, dikkatini çekmeyi başarıp başaramadığınız. Nacizane tavsiyelerim;

1. Ot gibi okumayın :) Vurgu katın.
2. Bebekler için mimikler çok önemli, 18 aydan küçük bebeğiniz varsa mimik şart kitap okurken.
3. Kitaptaki karakterleri seslendirin. Yani her karakteri değişik sesle seslendirin. Bayılıyorlar buna :)
4. Kitaptaki resimleri göstererek okuyun. Özellikle bebekler için gene. Bizimkiler o dönemleri geçti, kendileri okurken izliyor resimleri.
5. Çocuğun yaşına göre kitap seçin.
6. Kitap okurken bile sevin çocuğunuzu :) Mümkünse kollarınızın altına alıp okuyun kitabı.
7. Zorlamayın. Olmuyosa olmuyodur, zamanı gelmemiştir belki de.
8. Çocuğunuz kitap manyağı olsun istiyorsanız, siz de kitap manyağı olun :) Ne de olsa anne babayı örnek alıyorlar. Onların yanında kendi kitabınızı okuyun.
9. Kitapları ellerinin altında gözlerinin önünde olsun. Bırakın hırpalasınlar kitapları. (bizimkiler epeycene hırpalandı, ilk başlarda sürekli söyledim kitaplar yırtılmaz, yırtılırsa nasıl okuyacağız diye, şimdilerde bilerek yırtmıyorlar yanlışlıkla oluyor genelde).
10. Mümkünse bir kitaplıkları olsun.

8 Nisan 2013 Pazartesi

Oyun Grubu

Geçtiğimiz aylarda yakala.co'dan Neşe Erberk Anaokulu Oyun Grubu için bir fırsat yakalamıştım. Bizimkilere 1er aylık oyun grubu almıştım. Aslında 3 aylık olan da vardı ama neyle karşılaşacağımızı bilemediğimden riske girmek istemedim. Her neyse, geçtiğimiz Cumartesi günü başladı oyun grubumuz. Zaten hepi topu 4 hafta sürecek. Beklediğimden iyiydiler. Dibime dibime girmediler en azından :) Bir sürü oyun oynandı, sanat etkinliği adına karton ağaçların üzerine mısır patlakları yapıştırıldı, bulaşık yıkandı (suyla oynandı yani), şarkılar söylendi, meyve ikramı oldu, emekleme yarışı yapıldı. En son da top havuzuna girdiler, bir de zıplama trambolininde zıpladılar. Bazılarına katılım gösterebildiler bazılarına gösteremediler. Bütün çocuklar çekindi aslında. Yani hepsi aynıydı. Çok fazla çıkıntı olan yoktu. 10 çocuktular.

Şarkıları bilmediklerinden çok katılamadılar. Öğretmenin arada sorduğu sorulara cevap verdiler. Bulaşık ve mısır patlağı etkinliklerine katıldılar. Emekleme etkinliğine ben de emekleyince katıldılar :) Doğa her zamanki gibi meyveden uzak durdu. Deniz her zamanki gibi löpletti meyveleri, löpletirken de öğretmeniyle sohbet etti :)  Doğa çocuklara yiycekmiş ya da dövecekmiş gibi baktı genel olarak :) Deniz küçük tuvaletleri kullandı :)

Bu arada Baba mesaide olduğundan Ayça Hala bize eşlik etti :) İlk okulları da Ayça'ya kısmet oldu yani :)

İlk defa top havuzuna girdiler. Bi doğrudan giriş vardı, bir de tırmanmalı, engelli bir giriş vardı. Deniz engelli girişten girdi. Doğa engelli girişe bi teşebbüs etti, bikaç aşamayı geçti, ortasında kaldı :) hüüü diye geri döndü :) Aldım doğrudan girişten soktum :) Bir de zıplama trambolinine ilk defa çıktılar, pek bi eğlendiler. Öğretmenleriyle oynadılar orada.

İlk oyun grubunun ilk dersi özetle böyle geçti. Şunu anladım ki bütün çocuklarda yadırgama var. O yüzden gayet iyiydiler diyorum. Daha iyi olurlar inşallah. Bir tespitim daha varki o da şu; İkizler kesinlikle aynı sınıfa verilmemeli. Çünkü hep yanyana oluyorlar sınıfta da. Biz biraz ayrı yerlere oturtmaya çalıştık ama yanyana oturdukları da oldu sonuçta. Ayrı sınıfta olmalılar, ayrı arkadaşları olmalı, kendi başlarının çaresine bakmayı öğrenmeliler. Yani o zorluğu tek başlarına aşmaları gerekiyor. Zaten bütün kitapların da önerisi bu şekilde. Neyse daha okula çok var ama oyun grubundan bile anlaşılıyor bu.