19 Şubat 2013 Salı

Diyalog 24

Facete yayınlayıp da bloga aktarmadığım diyaloglar. Kayıt altına alayım :)

Akşam yatmadan önce süt içirme çabaları..
Anne: Yatmadan önce süt içerseniz daha çabuk büyürsünüz. Doğa büyür büyür büyür benim kadar olur. Sonra ben Doğa'ya kedili tişörtümü veririm. Tavşanlıyı da :) Deniz baba da sana arabalı tişörtünü verir. Olur mu?
Doğa ve Deniz: :):) Tamam..olur.
Deniz: Anne sen de küçülünce Doğa da sana tişöytünü veyiy
Anne: :):) küçülsem verir oğlum ama insanlar hep büyür..
Sonuç: Sütler içildi :)

Gene bir yatak sohbeti..dinozor kitabını okuyoruz..
Anne:.....ama stegosorustan büyük hatta çok büyük yaratıklar da vardı..neydi onlar?
Deniz: Diplodocuslar. Anne sen bilmiyo musun?
Anne: :):) Biliyorum oğlum. Sen bil diye soruyorum :)

Şu an ikisi ayakta yanyana durmuş kitap okuyor (güya) :):) 
Deniz: Bi sayılalım mı Doğa? (sarılalım mı)
Doğa: Duy bi. Önce kitaplayımızı bitiyelim.
Deniz: Tamam..
Onları dinliyorum, ölüyorum gülmekten şu anda :):) bir acayip sohbetler bir acayip okumalar :) ezberlemişler kitapları :)

Deniz: Anne sen engyi böyd müsün? (angry bird)
Anne: Değilim oğlum. Sen angry bird müsün?
Deniz: Değilim. Ben kızgın mıyım Anneee!
Anne: :):) E ben de kızgın değilim oğlum.
Anne: Bi angry bird ol bakalım
Deniz kös kös bakar :):)

Gene akşam yatak sohbetlerimizden..

Kedilere bayılan bir kızım var..ve kendini kedi sanan..
Anne: Doğa Hatuuuun 
Doğa: Ben hatun değilim
Anne: Doğa Hanııııım 
Doğa: Ben hanım değilim
Anne: Nesin sen?
Doğa: Kediyim
Anne: Doğa kedisiiii..oldu mu?
Doğa: Oldu.
Anne: Ama senin kuyruğun yok ki?
Doğa: Vay, bak şuyda (poposunu gösterir). Miyaaaavvvv..
sırnaşır sırnaşır sırnaşır :) Anne de sever sever sever..babam beni pisipisim, pisicik diye severdi, ben de Doğa'yı öyle seviyorum şimdi..bazı şeyler genetik ;)

Deniz: Anne sana yemek yaptım (niyeyse bizim yatakta yemek yapmak geliyor akıllarına)
Anne: Ne yaptın?
Deniz: Pilav yaptım, oytasına da yoğut koydum..
Anne: Ama biz ortasına koymuyoruz ki yoğurdu
Deniz: Öyle koydum ben
Anne: ham hum ham hum (yedim burda :))
Deniz: Şimdi sıya şuyupta. Sana şuyup veyicem.
Anne: Ne şurubu?
Deniz: Balık yağı şuyubuuuu :) (bunu öyle bir heyecanla söylüyor ki görmelisiniz). Ama sen büyüksün. seninki beyaz kapaklı. benimki tuyuncu kapaklı.
Anne: hüp hüp..hmmm nefis..
Ben bu kadar çok şurup seven çocuk görmedim bugüne kadar..haydi şurupları içelim dediğimde ikisi de masanın başında bitiyor..sıya bende sıya bende diye bağrışıyorlar..yoksa eskiden şuruplar mı kötüydü?

Anne: Mad dogs and Englishmen go out in the midday sun! Out in the midday out in the midday out in the midday sun
Doğa: auttintipitti auttintipitti auttintipitti
Anne: :):)

Anne: I can get noooo satisfactioooon
Deniz: Anne söyleme onuuu (niyeyse sevmedi bu şarkıyı bi türlü, ne zaman söylesem söyleme onu diyo :) belki de ben söyleyemiyorum :))
Doğa: kengettoo kengetttoooo
Anne: :):)


Akşam üzeri bizim yatakta sohbetteyiz gene, uyku öncesi rutinlerimizden biri..
Anne: Anne size yemekler yaptı, yedirdi, uyuttu, Doğa ve Deniz'e baktı, ne güzel iyileştiniz. Annenin annesi uzakta, Zonguldak'ta. Anneye kimse bakamıyo, bi türlü iyileşemedi Anne. (nerdeyse ağlıycam :))
Deniz: Bize doktoylay bakay Anne!
Gene yaranamadık iyi mi :)
(Çıkarım daha önceki konuşmalardan; insanlara doktorlar, hayvanlara veterinerler bakar)


Doğa akşam üzeri bize masal anlatıyor:
Doğa: Biy vaymış biy yokmuş, evvel zaman içinde kalbuy zaman içinde biy Kayu vaymış. Kayu baççeye (bahçe) çıkmış. Baççede Gılbıt'ı göymüş.
Anne: Ne görmüş?
Doğa: Gılbıt
Anne: O ne yaw?
Doğa: Gılbıt, Kayu'nun kedisi
Anne: Heee Gilbert :):)
Doğa bi süre daha anlatmaya devam etti, ben Gılbıt'ta kaldım :):)


Evin yakınlarında bir evin bahçesinde kümes var. Önce tavuklara ve horozlara bakmaya gittik. Biraz sohbet ettik tavuklarla, pek bi cevap alamadık :) yaprak verecektik ama veremedik çünkü bütün yapraklar dökülmüştü..bye bye tavuklar deyip ordan ayrıldık :)

Evin arka tarafında da bir veteriner kiliniği var. Bugün dışarı çıktığımızda uğradık, tanıştık. 3 tane kedi vardı içeride, kedilerle de tanıştık :) Doğa bayılır kedilere ama klinikteki kadın Doğa'ya bayıldığından tutuldu kaldı, yanaşamadı kedilere. Deniz ve ben sevdik bi güzel :) Klinikten çıktığımızda
Anne: Doğacım neden sevmedin kedileri? Sen çok seversin aslında
Doğa: Sevdim Anne
Anne: Nasıl sevdin peki, yanaşmadın hiç?
Doğa: Uzaktan sevdim ben Anne

Kaldırımda yürürken köpek kakasına rastladık.
Anne: Üzerine basmayın, çevresinden dolanın. Ama hiç sokağa kaka yapılır mı?
Deniz: Yapılmaz kiiiii...ama o sokak köpeği Anne
Anne: Sokak köpeklerinin evi yok herhalde ondan yapmış kakasını kaldırıma
Deniz: hmm hmm..onun tulaveti yok (tuvalet)..
Anne: :):) evet oğlum

Tavuktu horozdu kediydi köpekti derken bir saate yakın yürümüşüz, Doğa hanım yoruldu eve geri döndük..


Çöp toplama merkezi var Ataşehir'de..Deniz'le ona bakıyoruz, evden görünüyo bi kısmı..
Deniz: Çöp kamyonu geldi Anne baak
Anne: Evet çöp kamyonu geldi. Orası çöp toplama merkezi. Çöp kamyonları çöpleri oraya getiriyor.
Deniz: Kakalı bezleyimizi de oyaya götüyüyoylay
Anne: :):):) Evet oğlum :)


2 haftadır hep aynı çizgi filmleri seçip seyrediyorlar. Yarın başka çizgi film seçsinler diye;
Anne: Tigger ve Winnie Doğa ve Deniz'i çok özlemiş, isterseniz yarın Tiggerı seyredelim
Doğa: Tamam Anneciiim
bi süre sonra
Doğa: Sen dukkana gittiğinde ben seni çok özlüyoyum Annecim
Anne ağlamaklı olur o an....
Anne: Ben de dükkana gidince seni çok özlüyorum Doğacım. Hemen işimi bitirip eve geliyorum akşam olmadan.


Anne: Kedileri gel pisi pisi diye çağırıyoruz geliyo kediler
Anne: Köpekleri gel kuçu kuçu diye çağırıyoruz geliyo köpekler
Anne: Tavukları gel bili bili diye çağırıyoruz geliyo tavuklar
bi süre sonra;
Deniz: Ayabalayı gel ayaba gel ayaba diye çağıyoyuyuz, ayabalar geliyo
Anne: :):):)
sonrasında
Anne: Arabalar hayvan mı oğlum?
Deniz: Değil Anne
Anne: Peki arabaların kulakları var mı?
Deniz: Yok kulaklayı
Anne: O zaman duyabilirler mi bizi?
Deniz: Duyamazlay
Anne: Gel araba deyince gelemezler o zaman di mi?
Deniz: Evet anne
Çıkarımlar pek bi güzel de, erkeklerin aklı neden hep arabalarda o da ayrı bi mevzuu :)


Meraklı Minik dergisinin faydaları..çocuklu olanlara tavsiye edilir :)
Hastasıyız :)

Bugün çok güzel bir hava var dışarıda, fırsatı kaçırmadık, attık kendimizi parka..
Anne: Yukarı bakın, şu tüy gibi bulutlara ne deniyo?
Deniz: Siyüs (sirrüs)
Anne: Pamuk gibi olsaydı ne olurdu?
Doğa: Kümülüs

Ve parkta..
Anne: Şu ağaç acaba ne ağacı? bakın yapraklarına
Deniz: Çınay ağacı..anne bak dikenli dikenli meyvesi..
Anne: Evet oğlum dikenli dikenli..
Deniz: Kel kalmış ağaç..yapyakları dökülmüş..
Anne: Kış gelmiş çünkü
ilerliyoruz..
Anne: Şurdaki ağaç ne ağacı?
Doğa: Çam anne..şuydaki de çam..aa şuydaki de çam..
Anne: Ne çok çam ağacı varmış bu parkta

Evde akşam resim çiziyor Doğa,
Doğa: Baba bak kızılgeydan çizdim
Baba: Ne çizdin?
Doğa: Kızılgeydan
Baba anlamayınca Anne açıklar;
Anne: Kızılgerdan..boynu kırmızı bi kuş..sen de hiç okumuyosun dergileri baba, okusan bilirdin :)


Ve bugün uydurulan süper kelimeler :)
dumnat
şupta
dayımtak
Kaynak: Deniz
anlamları nedir derseniz bilmiyorum, ne kadar sorsam da öğrenemedim..


Apartmanın önünden yorgancı geçti "yorgan, nevresim takımı, battaniyeee" diye bağırıyor..
Deniz: Yoogancı geçti anne. ama ayabasının bagajı açıktıııı? Ama bagaj açık gidilmez kiiii?


Doğa yeşil civcivli bezini taktı az önce;
Doğa: Yeşil civcivin adı dumbalak olsun anne
Anne: :):) olsun Doğacım
Doğa: çok güzel bi isim buldum civcivime di mi anne?
Anne: :):) evet çok güzel bi isim bulmuşsun, aferin sana :)
Öldüm gülmekten, dumbalak ne yaw?


Her gün 1 saat çizgi film seyretme hakları var..yarım saatlik kısmında Deniz'in seçtiğini, diğer yarım saatlik kısımda da Doğa'nın seçtiğini seyrederler..kavga olmaz, her gün önce seçen sırası değişir..
Doğa: Denis hep ayabalayı istiyo annee (Arabalar/Cars)
bi süre sonra
Doğa: hep onu istemesiiin..
bi süre sonra
Doğa: Ama başka bişeyi istemek istememiş Denis..
Herhalde kendince düşündü, hakkını yemek istemedi :) ya da kıyamadı gene..

Bugünlerde öğleden sonraları genellikle yaşadığımız şey;
Doğa: Bugün çizgi film hakkımız bitmemiş anne (bi şansımı deneyeyim belki kandırabilirim)
Anne: Bitti Doğacım sabah seyrettiniz ya
Doğa: Bitmedi anneee (biraz ısrar edeyim belki kandırabilirim)
Anne: İstersen yarın sabah seyretme, öğleden sonra seyredebilirsin o durumda..
konu kapanır.

Ve bugünlerde sabahları çizgi filmi kapattığımda genellikle yaşadığımız şey;
Deniz: koy anne hüüü, izliycem anne hüüü (iki gözyaşı dökeyim belki kandırabilirim)
Anne: Ağlamaya devam ediyo musun? Ediyosan yarın sabah çizgi film seyredemiyceksin.
Deniz: Sustum Anne
Anne: Hadi şimdi boyama yapalım mı? (konuyu değiştireyim, geri dönüşü olmasın)
konu kapanır.


Deniz: Anne ayı şaykısını açar mısın?
Anne: arı mı ayı mı?
Deniz: ayı şarkısı anne..
Anne. vızzz yapan arı mı, hrrr yapan ayı mı?
Deniz: vızzz yapanı
Anne: :):)
2 gün sonra..
Deniz: Baba müzik açay mısın?
Baba: Açayım oğlum, neyi açayım?
Deniz: Ayıyı
Baba: Neyi?
Deniz: Ayıyı. Ayıyı baba! Biz ayı gibi ayı diyemiyoyuz baba!
Bu lafı duyunca Anne kopar :):) çocuğum arı gibi arı diyemiyor, baba da anlamıyor hayret bişey yaa..



1 yorum:

  1. akıllı bıdıklarım.bayılıyorum ikisininde konuşmalarına,soru ve cevaplarına.her gün bakıyorum okuyorum.ALLAHIM şanslarını açık sağlıklı uzuuuuuun ömürler versin kıymetlilerime.

    YanıtlaSil